13 Aralık 2017 Çarşamba

Büyüyen Gamzi


Yaklaşık 5 dk önceye kadar kendimi bu sene mezun olabilmek için yazmak zorunda olduğum tezim için makale okumaya zorluyordum ama baktım ki hiç devam edemiyorum aklıma aa blogla hiç ilgilenmedim son zamanlarda düşüncesi gelince açtım bilgisayarı.

Aslında bu düşünce son zamanlarda aklıma ilk kez gelmiyor tabi ama her seferinde müsait olamadım erteledim hep açıp bir şeyler yazmayı oysa aklıma yazacak konular da gelmemiş değildi. Sadece blog yazısı değil aksattığım aslında kendi kendime bir şeyler yazdığım defterimi de açmadım uzun zamandır.

Bu yazıda neyden bahsedeceğimi de bilmiyorum aklıma spesifik bir konu gelmiyor, sanırım bu sefer blogu defterim gibi kullanıcam.

Kasım ayında öğretmenler günü de vesilesiyle liseden bazı hocalarımla konuşma fırsatı bulduk ve ben zamanın nasıl geçtiğini hiç fark etmesem de liseden mezun olalı kaç yıl geçtiğini anca idrak ettim. Lise yılları benim için çok güzel ve özeldi -üzerimde hakkı olan onlarca hocam var ki yalnız lise değil ilk okuldakiler de öyle buradan tekrar hepsinin ellerinden öperim hepsi benim için çok kıymetli-. Lisedeyken lise bittikten sonra artık büyümüş bir insan olacağımı düşünürdüm oysa lise biteli 4 yıl geçmiş, bu sene üniversite bitecek kısmetse ben daha yeni yeni büyümek ne demek idrak ediyorum.

Yani kesin bir zaman dilimi verilemez böyle konularda tabi ama bence ben geçen yaz civarlarında hakikaten büyümeye başladım. Doğru sandığım yanlışlar, yanlış bildiğim doğrular falanlar filanlar...

Çocukken çevremdeki insanların hayatında olan biten kendimce beğenmediğim benim o şekilde yaşamak istemediğim her ne varsa hep büyüyünce ben böyle yapmayacağım diye diye büyütmüşüm kendimi. 

Mesela birinin arkadaşlarıyla yaşadığı bir probleme şahit olmuşsam, ben büyüyünce çok iyi arkadaşlar edineceğim böyle kötü şeyler yaşamayacağım demişim; halbuki insanın ikili insan ilişkilerinde her şey kendi elinde değil bilmeden ya da arkadaşlığın iyisinin de kötüsünün de olduğunu bilmeden.
Mesela çevremdeki evliliklerde olan bir sorun gördüysem, ben büyüyünce her yönden çok doğru bir evilik yapacağım hiç böyle sıkıntılar yaşamayacağız demişim; halbuki evliliğin tamamen nasip kısmet işi olduğunu, plan hazırlık falan işlemediğini bilmeden.
Mesela maddi zorluk çekilen bir olaya şahit olduysam büyüyünce ben çok para kazandıran iyi bir iş sahibi olacağım, böyle sıkıntı çekmeyeceğim demişim; halbuki rızkı verenin Allah olduğunu ya da mal mülkün bir var olup bir yok olduğunu bilmeden.
Ya da daha somut bir örnek vermek gerekirse kendi fiziğimde bir şeyi beğenmediysem büyüyünce spor yapıyor olacağım fiziğim istediğim gibi olacak demişim ama düzenli spora başlamayı da ertelemişim. Nahoş olan her ne varsa büyüyünce böyle olmayacak diye avutmuşum kendimi belki bir tür savunma mekanizması bilemiyorum ama bu pek iyi sonuçlanmamış sanırım benim için.

Yani gelecek hakkında güzel, mutlu temennilerde bulunmak güzel bir şey tabi ama ya hep ya hiç gözüyle bakmamak lazım her şeye. Ben bunu büyüdükten sonra anlayabildim. 
Konu çok dallandı budaklandı ama toparlarsam; büyüyünce bi harikalar dünyasında yaşayacağını düşleyen Gamzi büyümeye başladığını ama hayatın o harikalar diyarı gibi olmadığını idrak edince biraz afalladı. Anladı ki o çevresinde görüp kendince kendine iyi kötü diye örnekler çıkarttığı hayatlar da herkesin kendisinin baş rolde oldukları hayatlarıymış ve herkes zaten elinden geldiğince çabalıyormuş ama hayat her şeyin insanın kendi elinde olduğu bir şey değilmiş, her şey insanın istediği gibi olmuyormuş. Dualar ederken hayırlısı diye etmenin de önemi buymuş herhalde bizim için hayırlısı bizim istediğimiz olmayabiliyormuş her zaman.

Ama zaman geçtikçe alışıyor o "harikalar dünyası düşleyen" Gamzi de büyümeye, yaşadıkça daha çok bu gibi şeyler tecrübe ettiriyor hayat ona.
Son olarak diyeceğim odur ki sizin de etrafınızda varsa Gamzinin küçüklüğündeki gibi birileri ya da belki de sizseniz kendinizce hoş olmayan şeylere şahit olduğunda kendisine "büyüyünce ben böyle olmayacağım" diyen biri durup dinlenmenizi ve işlerin öyle söylemekle öyle olmadığını hatırlatmanızı öneriyorum. 

Hiç kafamda konusunu düşünüp etmeden, ölçüp biçmeden doğaçlama gelen bir yazı oldu, umarım hoşunuza gider.

                                                       Sevgilerimle, Gamzirella...